Hayalim Bi' Çiftlik

Gerçekten “Vamoss”… – Peru

Selin Erçil hayal kurup, hayalini gerçekleştirenlerden….

Biz Türkler muhafazakarız. Bu dini anlamında bir muhafazakarlık değil… Alışkanlıklarımızı, güven alanlarımızı kolay kolay terk edemiyoruz. Her sene aynı güney iline gitmek benzer tatiller yapmak da aslında muhafazakar düşünce şeklinin ürünü… 

Ama güven alanından uzaklaşınca macera başlıyor. O zaman dünyanın büyüklüğü ile karşı karşıya kalıyorsun. İnsan Selin Erçil’in Güney Amerika fotoğraflarına baktığı zaman bu büyüklüğü hissedebiliyor. Sadece fotoğraflara bakarak bile dünyaya başka bir minnet duymaya başlıyorsun.

İnsan hep elinin altında olanın kıymetini bilemeye biliyor, kanıksayabiliyor. Bu hikaye yaşadığımız hayata ev sahipliği yapan dünyanın kıymetini bilmekle ilgili…

Ve de yaşadığımız hayatların daha değerli olması gerektiğiyle…

Yaşadığın yer tam olarak neresi ? Hayatının bu noktasına nasıl vardın ?

Şu anda Peru’da Pisac isimli bir kasabada yaşıyorum. Burası And dağlarında, İnka Medeniyeti’nin başkenti olan Cusco’nun hemen arkasında bulunan Kutsal Vadi’nin içinde… Yaşadığım kasaba deniz seviyesinden 3000 metre yüksekte olmasına rağmen, içinde bulunduğum vadinin en alçak noktasındayım. Etraf 5-6 bin metrelik dağlarla çevrili… 5 yıl önce 9 aylığına bir Güney Amerika seyahati yaptıktan sonra, burada yaşamak istediğime karar verdim.

Her sabah Kutsal Vadi’ye bakarak ve kahve  içerek uyanmak nasıl bir his ?

Olay her neredeysen oranın keyfini çıkarmakta aslında… Hep başka bir yerde olmanın hayalini kuruyoruz. Ama oradayken de bir başka şeyin hayalini kurmaya başlayacağız büyük ihtimal… Her neredeysen oraya alışmak ve oranın güzelliklerini görmekte olay… Ben böyle yapmaya çalışıyorum.

Günlük rutinlerin neler ?

Köy hayatı yaşıyoruz. Dolayısıyla günlük rutinlerim; bahçeyi sulamak, yemek yapmak, pazara gitmek, dağlarda yürüyüş yapmak… Burada her şeyimizi kendimiz yapmayı öğreniyoruz. Evin tüm mobilyasından günlük ekmek ve yoğurda kadar…

Anlatsana biraz kendini ana hatlarıyla.. Hep maceracı mıydın ? Evden kaçmışlığın, evdekileri ürkütmüşğün var mı geçmişte ?

1 kere…  Ama çok da uzağa degil… Kızıp aşağıdaki parka kaçmıştım. Hemen buldular 🙂 Küçükken daha korkakmışım. Yavaş yavaş dünyaya olan merakım korkularıma ağır bastı… 10 yıl önce Peru’ya tek başıma seyahat etmeye karar verdiğimde ailem oldukça şaşırmıştı; “Bu kız ne zaman bu kadar maceracı oldu” diye. Peru seyahati içimdeki meraklı gezgini ortaya çıkardı. O seyahatten sonra her fırsatta yeni ülkelere seyahat etmeye çalıştım.

Hiç kurumsal hayatta çalıştın mı ?

4 sene üniversitede araştırma görevlisi olarak çalıştım. 1 ayda bir bankada… 1 ay bile fazla geldi 🙂

Nasıl karar verdin gezgin olmaya ? Yavaş yavaş çıkılan yolculuklarla mı, bir anda mı ?

Çıktığım yolculuklar merakımı genişletti aslında… Her fırsatta para biriktirir ve ucuz bilet arar buldum kendimi…  Seyahat etmek sanıldığı kadar zor degil; çok ucuza seyahat etmek, yaşamak mümkün… Verilen tercihlere bakıyor bu…

Peru nereden çıktı ?

Peru’ya ilk 10 sene önce geldim. Yine şimdi yaşadığım Kutsal Vadi’ye… Güney Amerika’da herhangi bir yere gitme niyetim vardı aslında ve Peru’yu seçtim.. İlk tek başıma uzun yolculuğumdur aynı zamanda… Hayatımın dönüm noktalarından biridir o yolculuk… “Hayatım değişti” diyerek döndüm Peru’dan…

O günden sonra tüm kıtayı gezmeyi hayal ettim. Ve bu hayalimi 5 yıl önce Arda ( Kurtoğlu ) ile beraber gerçekleştirdik. Yolculuk sonrası ise Peru’ya taşınmaya karar verdim. Simdi 10 sene sonra, ilk Peru yolculuğumda beni en çok etkilenmiş olan yerdeyim. İnkalardan kalan Pisac kalıntılarına bakıyor evim…

Vamoss Travel’ı biraz anlatır mısın ?

5 yıl once Arda ile beraber yaptığımız Güney Amerika seyahati sonrası, kıtaya olan sevgimizi paylaşma isteği ile geri döndük Türkiye’ye… Ve Vamoss ( Haydi ) ortaya çıktı.

O, hayal edip de hiç gerçekleşemeyen Güney Amerika seyahatlerini gerçekleştirmek üzere çıktı Vamoss…

Vamoss, gruba özel Güney Amerika deneyimleri sunuyor. Küçük, arkadasça gruplar toparlayıp, samimi biz bize hissettiren seyahatler organize ediyoruz. Amaç kendi başına seyahat etmeyi tercih etmeyen, ama tura da katılmak istemeyen arkadaşlara yoldaş olmak. Bu sevdiğimiz toprakları kendi gözümüzden paylaşmak…

Aynı zamanda Kutsal Vadi’nin Calca kasabasındaki Vamoss evi de gezginlere ev sahipliği yapıyor. Geri bildirimlerden söyleyebilirim ki, eve gelen insanların çoğunu 2’inci gününde evinde gibi hissettiren samimi bir paylaşım evi Vamoss evi… Ev oldukça geniş… Toplam 5 odası var. Evin tüm mobilyalarını biz yaptık adım adım… Eve gelen herkes de yardım etti.

Çok sayıda insan ağırladınız/gezdirdiniz bugüne dek… Nasıl değişimler oldu dönenlerde ?
 
Şu ana kadar 50’den fazla kişiyi Güney Amerika’da gezdirdik.  Evimizde kalmaya gelenlerin sayısı ise yüzlerce… Buraya her gelen ciddi bir değişim yaşıyor o kesin… Eve kalmaya gelenler de… Kısa süreli tatil için gelenler de… Ortak söylenen,  hayatlarında ciddi bir dönüm noktası olduğu buraya gelişlerinin… “Daha çok nasıl sevdiğim bir şekilde çalışabilirim, nasıl daha çok istediğim bir şeyi yapabilirim” diyeni görüyorum dönüşlerde… İş hayatı günün çoğunu kapsıyor. Sevdiğimiz bir şey yapıyor olmak önemli… Buraya uzun süreli  kalmaya gelenler hayatlarını değiştirmeye gelmiş oluyor. Ve değişiyor da… Örneğin bir arkadaşım 9 ay Güney Amerika’yı gezdikten sonra çocuklarla çalışmak istediğini anladı. Aralarında köylere taşınanlar oldu. İşlerini bırakarak sevdikleri işlere geçenler oldu. Kariyerlerini tamamen değiştirenler oldu.

Aslında dünyada çok yaygın bir şey bu. Örneğin bir alman genç 18 yaşında böyle dünyayı gezmek amaçlı yolculuklara çıkabiliyor. Biz Türkler böyle değiliz galiba… Sence bu değişiyor mu ?

Değişiyor. Yeni nesillerde gittikçe seyahat etme merakı ve bu adımı atanların sayısı artıyor. Biz Peru’nun Kutsal Vadisinde Vamoss isimli bir paylaşım evi kurduk. 3 yıldır bu evi bizimle paylaşmak isteyen herkese kapılarımı açıyoruz. Hiçbir yerde reklamımız olmamasına rağmen sadece kulaktan kulağa yayılarak evimiz sürekli doluydu. Ve %95 Türkler geldi. Bu ev sayesinde uzakta olsam da Türkiye’deki dostlarım arttı.

Şu son 3 yıl içinde bile uzun süreli Güney Amerika’ya gezmeye gelenlerin sayısının ciddi arttığını rahatlıkla söyleyebilirim.

“Perudan önce Selin, Perudan sonra Selin” desem…

Bambaşka… Hayata bakışım değişti.. Doğa ile iletişim kurmayı öğrendim, sakinliği, huzuru buldum. İç huzurunun ne demek oldugunu anladım. Etrafıma ve kendi içime dair daha bilinçli olmayı öğretti buralar. Şikayet etmeye, korkmaya, kendimizi ya da başkalarını üzmeye hiç ihtiyacımız olmadığını gösterdi.

Neyi keşfetmeye çalışıyorsun ?

Huzuru… Ve evrenle, içindeki her şeyle barış içinde olmaya çalışıyorum.

Müthiş yerler görüyorsun eminim… O yerlerden birinde uzaklara bakarken bir şeyler düşünmüş olmalısın. Ama gelecekle ilgili ama dünyayla ilgili…

Dünyanın her köşesi ayrı güzel… Her şeye rağmen toprak bize sürekli nimetlerini sunmaya devam ediyor. Keşke hep beraber doğaya karşı daha bilinçli olsak, herkes kendi uzerine düşenin en iyisini yapsa… Ufak ufak kötü alışkanlıklarımızı değiştirmek için uğraşsak… Pek de zor degil aslında istedikten sonra…

İstanbul’a geldin, kapalı gişe bir konferans yaptın. İnsanların bu ilgisi neden sence ?

Şu an bir çok insan bir arayış içinde… Bir çok insan hayatları içinde kendilerini sıkışmış hissediyor. Herkes hayatlarında nasıl bir değişim istediğini anlamaya çalışıyor. Ya da o adımı atacak cesareti bulmaya uğraşıyor. Dolayısıyla farklı hayatları dinlemek istediklerini düşünüyorum.

Dünyayı gezmeyi düşünen birine ne tavsiye edersin ?

Hayal edin ve hayallerinizin pesinden koşun… Rota planlamaya çalışmayın… Akışına bırakın… Gelecek fırsatlara kendini açık tutmuş olursun.

“Vamoss”, Türkçe “Haydi” kelimesine karşılık geliyor. İki lisanda da aynı anlamda… Harekete geçirme, harekete geçmek için cesaretlendirme anlamında…

Yaşadığımız hayatları daha değerli kılmak için harekete geçmeli, çaba göstermeliyiz. Güven alanlarından uzaklaşıp, maceralara atılmalı, yolculuklara çıkmalı, Selin Erçil gibi “Vamoss” diyebilmeliyiz.

Çünkü mutluluk gerçekten yolculuklarda…

………………………………..

Selin Erçil’e aşağıdaki kelimelerin onun için ne anlama geldiğini sorduk.

Perulular:  Aklıma ilk buraya geldiğimde aralarında yasadığım Quechua halkı geliyor… Onları düşününce de huzur, sakinlik, pırıl, pırıl gözler…

Peru: And Dağları, Amazon, doğa… Doğanın kıymetini bilen insanların ülkesi…

Dünya: Evimiz… Biz ona ne yaparsak yapalım bize vermeye devam eden evimiz…

Şehir: Güney Amerika seyahatinin 6’ıncı ayından itibaren şehir bende sanal alem intibası uyandırmaya başladı. Biz insanların kurduğu sanal bir hayat… Doğadan tamamen kopuk… Karmakarışık ve zor.

İstanbul: O kadar güzel bir doğaya kurulmuş bir şehir ki… O güzelliğin kıymetini daha iyi bilsek keşke…

Bir Soru Sorun

yorum

Son aktif üyeler

Şu an yakınlarda aktif olan üye yok

Üyeler

Henüz kimse kayıt olmamış!

Çevrimiçi kişiler

Şu an çevrimiçi kullanıcı yok