Çiftçilerin toprakta kalıcı olabilmeleri para kazanabilmelerine bağlı… Ürettiğinden ya da daha geniş anlamda çiftlik hayatından para kazanmanın tek yolu ise marketler değil…
Tüketiciye ulaşmanın bir çok yolundan biri de CSA ( Community Shared Agriculture ) yani Toplum Destekli Tarım.
CSA, en yalın anlatımla, çiftçi ile üye tüketiciyi, ortaklık temelli bir sistemde hem sosyal hem de ekonomik olarak bir araya getirmeyi amaçlıyor.
Kelimenin tam anlamıyla bir kazan-kazan durumu bu…
Peki bu sistem nasıl işliyor ?
Çiftliğin oluşturduğu topluluğa üye olmuş tüketici, belirlenen bir tarihte, belirlenen miktarı çiftçiye önden ödüyor. Bu parayla sezonunda alınacak ürüne ortak olmuş oluyor. Hasat zamanı geldiğinde ise haftalık paketler halinde parasının karşılığını almaya başlıyor.
Bu sistemde çiftçiyle üye tüketici arasında ekonomik olduğu kadar sosyal bir bağ da oluşuyor. Topluluk üyeleri, çiftliğe istedikleri zaman ziyaret yapabiliyor, çocuklarını doğa ve tarımcılıkla tanıştırabiliyor.
Çiftlik sahipleri içinse tüm senenin riskini üyelerle paylaşabilme, nakit sıkıntısını aşabilmek için önemli bir formül bu.
Bu anlamıyla, CSA, birlikte kazanmak ya da kaybetmek üzerine oluşturulmuş bir sistem.
Bugün Bodrum’daki Bizim Bostan grubunda yapılan da tam olarak bu.
Çiftçi Cevdet Türk, son 3.5 yıldır, güvenilir gıda peşindeki Bodrumlu’lar tarafından destekleniyor. Üye ücreti olarak 200 TL alan Türk, bugün kendisinden düzenli alışveriş yapan 20 ailenin haftalık mutfak alışverişini karşılar duruma gelmiş. Bundan daha fazla büyümek de, şimdilik, istemiyor.
Burada belirleyici olan güven esasına dayalı bir aidiyet. Güvenilir çiftçiyi bulan tüketiciler onu ayakta tutmak için seferber oluyor.
Bir kaç yıl önce çiftçiliği bırakma noktasına gelen Türk, bugün, toplum destekli tarım sayesinde büyümeyi dahi düşünecek bir noktaya ulaşmış.