Tutku, umut, emek, hayat tarzı…
Büyükşehirlerdeki öğrencilik ve profesyonel iş hayatı ardından, Muğla’nın Yeşilçam Köyü’nde, bugün 40 dönüme ulaşan arazisinde, ekibiyle birlikte kuşkonmaz yetiştiriyor.
Aynı zamanda üretici olmak isteyenlere, özellikle kadınlara ve gençlere üretmeleri ve girişimci olmaları yönünde ilham verebilmek üzere çabalıyor.
Geçirdiğimiz bu zor günlerde tarlada, üretime devam eden çiftçilerimizden, Aslı Aksoy.
Bu onun hikayesi…
Aslı Aksoy’un ‘Eli Belinde’ye olan yolculuğu:
Hayal, planlama, araştırma, staj ve başlangıç
Ben Ege’liyim. Babam Muğlalı, İzmir’de doğdum, büyüdüm. Aklımda hep bir gün İstanbul’dan temelli dönüş yapıp baba toprağına, temelli yerleşip toprakla uğraşmak vardı. Toprak, toprağına kök salmak, kendi memleketinde ticari değer yaratacak bir üretim modeli, hayalim olmuştu. Profesyonel olarak da meslek tercihim bu yönde oldu. Organik gıda üretimi yapan bir firmada pazarlama müdürü olarak çalışıyordum. New York’ta katıldığımız bir fuarda tanıştığım, kuşkonmazın kültüre alınmış çeşitlerinin lezzeti, sağlık üzerine etkileri ve Amerika ile Avrupa’daki yaygın tüketimi ne yetiştirebilirim sorusunun benim için yanıtı oldu.
Önce kuşkonmaz yetiştirmek özelinde temel bazı sıkıntılarla karşılaştım. Bunlardan ilki, üretimin çok yıllık ve tek parselde, sulama yapılabilen ve ticari olarak anlamlı olabilmesi için en az 30 dönümlük bir tarım arazisi gerektirmesi. Aynı zamanda kuşkonmaz üretimi, işçilik-emek yoğun bir yetiştiricilik istiyor. Bunun için tarlanın bulunduğu yerde yoğun çalışan ekip arkadaşlarına ihtiyaç var. Toprak özelliklerini de karşılayabilecek potansiyel tarım arazileri için araştırmalara Muğla’dan başlayıp Bergama’dan Aydın’a, oradan Dalaman’a kadar genişlettim. Verimli ancak parçalanmış araziler çok, ancak çok yıllık kiralamaya gelince, bana arazi yok… Altı aylık bir araştırma sonrası kriterlere uygun bir arazi bulabildim.
İkinci konu; ülkemizde kuşkonmaz yetiştiriciliği hakkında literatür, neredeyse hiç yok. Bu konuda uzman ziraatçılara ulaşım da çok kısıtlı. Teknik konularda yazılı dokümantasyon ya da uzman desteği alamıyorsunuz. Internette “asparagus” un izini sürdükten sonra bu konuda en büyük desteği, kuşkonmazın Türkiye’deki en büyük üreticisi Nomad Tarım’ın kurucusu olduğu Kuşkonmaz Üreticileri Derneğinden aldım. Nomad’ın Eskişehir Sarıcakaya Vadisindeki tarlalarında çalıştım; mühendisleri ile birlikte toprak analizlerini ve dikim öncesi toprak hazırlıklarımızı gerçekleştirdik.
Bugün 40 dönüme ulaşan Muğla’nın Yeşilçam Köyünde, organik tarım esaslarına göre yetiştirdiğimiz taze kuşkonmazı, hasat dönemi olan ilkbahar aylarında tarlamızdan direkt tüketiciye gönderdiğimiz kargolar, organik pazarlar ve e-ticaret siteleri üzerinden; ayrıca Nomad Tarım ile anlaşmalı üretim anlaşmamız çerçevesinde ulusal ve yerel marketler kanalıyla tüketici ile buluşuyoruz.
Hibe ve kredilerden yararlandınız mı?
Hibe programlarından faydalanmadım; fakat tarımsal kredi kullanarak yatırımı yaptım.
Nasıl bir iş rutininiz var, şehirden ayağınızı tamamen kestiniz mi?
İlkbaharın müjdecisi kuşkonmaz ilk sürgünlerini toprak yüzeyine sürdüğünde tempo hızlanıyor:) Her sabah hasat var, 3 ay boyunca her sabah aynı saatte aynı sıraları geziyoruz. Hasat başlamadan ve bittiğinde, sezon başı ve sonrası hazırlıklar ve ara bakım dönemlerimiz var. Tam olarak şehirden kopmamakla birlikte, şehir dinamiklerinin tersine bir hayat kurdum. Ben tatil dönemlerinde şehirde, diğer zamanlarda tarladayım:) Tarlada çalışmak öyle sıradan bir beden aktivitesi değil… Akşam eve döndüğünde müthiş bir ruh huzuru ile yatağı öpüyor insan! Toprakla uğraşmak, gıda üretiminden fazlası. Tutku, umut, emek, hayat tarzı… Köyde birlikte çalıştığım ekip arkadaşlarımdan her gün yepyeni şeyler öğrenmek ise en büyük kazancım…
Malum durum bu seneki tarımsal faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?
Üretim etkilenmedi, hasat vakti gelince durmadık duramayız. Tüm tedbirleri aldık ve tarlamızdayız. Fakat tüketiciye ulaşmak için farklı yollar geliştirmemiz, mevcut yollarımızı virüs nedeniyle daha kısa daha hijyenik hale getirmemiz gerekti. Daha çok eve direkt teslim paketler üzerine yoğunlaşmak gibi…
Koronavirüs beslenme alışkanlıklarını nasıl değiştirebilir?
Sağlıklı, dengeli, mevsiminde ve yerli üretim sebze/meyve ile beslenmenin önemi daha belirgin hale geliyor. Çünkü temel konu bağışıklık sistemi kuvvetli; sağlıklı beden ve ruhlara sahip olmak:) Bunun da başlangıç noktası, ne yediğimiz ne içtiğimiz.. nasıl beslendiğimiz…
Siz ne önlemler alıyorsunuz?
En önemlisi izolasyon. Biz sadece köyümüzdeki kadınlarla çalışıyoruz. Tarlamıza misafir kabul etmiyor, biz köyden dışarı çıkmıyoruz. Hatta benim evim tarlanın içinde, tarladan da çıkmıyorum. Onun dışında ürün hasat/paketleme ve sevkiyatında tüm hijyen tedbirlerimizi arttırdık.
Doğadan bakınca ne düşündürüyor, kendinizi daha güvende hissediyor musunuz?
Doğa, ona bir verirsen bin geri veren muazzam bir denge içinde. Ona karşı değil, onunla onun parçası olarak yaşadığımızda, korkuya da endişeye de yer yok…
Günümüzde sıkça konuşulan gıdanın geleceği, yerli üretimin önemi konusundaki düşünceleriniz nelerdir?
Zannediyorum özellikle yaşadığımız bu dönemde hep konuşageldiğimiz yerli üretimin hayati değeri, daha belirgin hale geldi. Herkes için sağlıklı ve güvenli gıdaya erişim ve bunun sürekliliği, ancak ve ancak çiftçinin üretmeye devam etmesi ile mümkün.
Hayaliniz nedir?
Kuşkonmaz, benim yetiştiricilik alanında detaylı incelediğim; ürün kalitesi ile en iyiyi Avrupa standartlarında üretmeyi hedeflediğim ilk ürün. Yüksek kalite standartlarında verimliliğimizi arttırabilmek, aynı zamanda kuşkonmazın ülke tüketimini arttırıcı faaliyetler adına yapılacak henüz çok çalışma var. Şu an yurt içi pazarda, ancak ikinci adımda iklim koşullarımızı avantaja dönüştürebildiğimiz için ihracata yönelik üretim hacimlerine ulaşmayı hayal ediyorum. Üretici olmak isteyenleri, özellikle kadınları tarlamızda ağırlıyor ve onlara her aşamada yardımcı olmaya çalışıyorum. Genç arkadaşlarla üniversitelerde bir araya geliyor, onlara da üretmeleri ve girişimci olmaları yönünde ilham verebilmek üzere çabalıyorum.
Hayallerini gerçekleştirmek isteyenlere ne söylemek istersiniz?
Pablo Picasso’nun çok sevdiğim sözü ile yanıtlamak isterim:
” Hayal ettiğiniz her şey, gerçektir!”