Bahar geldi; meyve ağaçlarının çiçek açma, meraların yeşillenip hayvanları besleme, tohum ve fidelerin de toprakla buluşma zamanı… Ancak tüm dünyayı esir alan koronavirüs salgını, tarımsal faaliyetler için en kritik aylar olan ekim dikim dönemini ve tüm tedarik zincirini büyük ölçekte etkiliyor.
Kısa zamanda ciddi önlemler alınmaz, çözümler üretilemezse bizi neler beklediğine dikkat çeken uzmanlara kulak verelim.
Tarım yazarı gazeteci Ali Ekber Yıldırım:
“Sınırların kapatılması, seyahatlerin durdurulması, insanların eve kapanması ile otel, restoran ve diğer işletmelerde gıda tüketiminin azalması nedeniyle ürün tedarik zincirinde değişiklikler olacak. Özellikle büyükşehirlerde marketten alışveriş yerine, sanal market alışverişi yani adrese teslim öne çıkacak. Tarımsal üretimde ağırlıklı olarak mevsimlik işçi çalıştıranlar büyük sorunlarla karşı karşıya kalabilir. İşçilerin ürün toplamak için toplu olarak taşınması, barınması salgın riskini artıracağı için kısıtlamalara gidildiğinde ürünlerin hasat edilmesi, toplanması sorun olabilir.”
“Tarımın iklime, toprağa, ekolojiye bağlı bir süreci var. Her işin yapılması gereken bir zaman var. O işi zamanında yapamazsan bütün yılı olumsuz etkileyen sonuçları olur”.
“Kırsalda yaşayanlar için hayvancılık vazgeçilmez bir faaliyet. Süt hayvanlarının sağılması gerekiyor. Sağılan sütün zaman yitirilmeden soğuk zincire girmesi için alım merkezine ulaştırılması gerekiyor. Bunun için sağılan süt, köye gelen kooperatif veya süt alıcısına teslim ediliyor. Ancak bu işler her geçen gün zorlaşıyor. Biliyoruz ki süt üretimi olmazsa, yoğurt, peynir, yağ da olmaz.”
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı
Baki Remzi Suiçmez:
“Bir aylık ekim sezonunu kaçırırsak, bir yıllık mahsulü kaybederiz. Üretmezsek beslenemeyiz. Üretemezsek tüketemeyiz. Üretemezsek kıtlık ve açlık yaşarız. Derhal ‘Tarımsal Üretim Seferberliği’ ilan edilmesini talep ediyoruz. Tarımsal Üretim Seferberliği’nin sağlıklı işletilebilmesi, çok boyutlu çözüm önerilerinin geliştirilmesi ve uygulanabilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın öncülüğünde kamu, üniversite, meslek odaları, meslek kuruluşları, ilgili özel sektör ve STK’ların temsil edildiği ‘Koronavirüs Tarım Bilim Kurulu’ kurulmalıdır.”
Salgından etkilenen diğer ülkelerde de endişe farklı değil…
İngiltere tarlalarda ürünlerin çürümesinden endişeli. Sebebi ürünleri toplayacak yeterli insanın olmaması.
Tarladan ürün toplama işini birçok ülkede mevsimlik tarım işçileri üstleniyor. İngiltere her yıl ürün hasatı için yaklaşık 70 bin mevsimlik işçiye ihtiyaç duyuyor. Ulusal İstatistik Ofisi’ne göre 2018 yılı itibariyle İngiltere’de mevsimlik işçilerin yüzde 99’u Avrupa Birliği ülkelerinden, özellikle de Romanya ve Bulgaristan gibi Doğu Avrupa ülkelerinden geliyor. Ancak salgın nedeniyle, potansiyel tarım işçileri ülkelerinden ayrılamıyor.
Concordia, İngiliz çiftliklerinin mevsimlik işgücü sağlamasına yardımcı olan bir yardım kuruluşu. Ülkenin yiyecek hasatının üçte birinin kısa zamanda bir çözüm bulunamadığı takdirde boşa gidebileceği konusunda yetkilileri uyarıyor.
Hal böyle olunca İngiltere’nin en büyük taze sebze meyve yetiştiricisi G’ Fresh gibi firmalar ve bazı tarımsal yardım kuruluşları, tarlada istihdam yaratmak için ülke içinde kampanyalar ve işe alımlar başlattılar.
California Üniversitesi, Gıda sistemleri ve tedarik zincirleri üzerinde çalışan Sürdürülebilir Tarım Araştırma ve Eğitim Programı müdür yardımcısı Gail Feenstra, “Herkes ne yapabileceğini bulmak için mücadele ediyor” diyor ve tarımsal faaliyetlerde çok fazla aksama olduğu uyarısını yapıyor.
Uluslararası Gıda Politikası Araştırma Enstitüsü’ünde (IFPRI) kıdemli araştırma görevlisi Will Martin, buğday ve pirinç gibi temel gıda ürünlerinin üretiminin makineleşmeden ötürü şimdilik fazla etkilenmediğini söylüyor. Ancak Martin, katma değerli ve daha hassas ürünlerin daha fazla engelle karşı karşıya olduğunu söylüyor:
“Özellikle küçük ölçekli çiftliklerde yetiştirilen bazı meyve ve organik ürünler daha fazla emek gerektirir. Aynı zamanda, bu ürünler genelde, şu an hâlâ faaliyette olan zincir marketlere değil, birçoğu kepenklerini indirmiş olan veya ülke genelinde hizmetlerini azaltan restoran ve çiftçi pazarlarına satılıyor. Bu çiftçiler çalışmaya devam edebilse bile ürünlerini satmak için sınırlı yerleri olabilir. Bu büyük bir sorun.”
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre, bu tip ürünlerin fiyat artışına maruz kalma olasılığı temel gıda ürünlerine nazaran daha fazla.
Bir de işin küresel gıda ticareti boyutu var tabii…
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ekonomi başkanı Maximo Torero Cullen, “küresel gıda ticareti devam etmelidir” diyor:
“İnsanların aldığı her beş kaloriden biri, 40 yıl öncesine nazaran %50 daha fazla, en az bir uluslararası sınırı geçiyor. Düşük ve orta gelirli ülkeler, dünya gıda ticaretinin yaklaşık üçte birini oluşturuyor ve bu durum hem gelire hem de refaha çok önemli katkılar sağlıyor. İthal gıdaya bağımlı olan ülkeler, özellikle para birimleri değer kaybederken, ticaret hacminin yavaşlamasına karşı savunmasız kalır”
Cullen’a göre ülkeler, ticaret ve vergilendirme politikalarını derhal gözden geçirmeli ve gıda ticareti için elverişli bir ortam yaratmak üzere birbirleriyle uyum içinde çalışmalı.
Tarımsal faaliyetler içerisinde çiftçileri, tarım işçilerini, gübre/tohum/veteriner ilaçları tedariğini, işleme tesislerini, nakliye/distribütör/perakendeciler gibi birbiriyle etkileşim halinde olan tedarik zincirini barındırıyor. Küresel pandemi bu tür ağları zorlayacak. Bu nedenle gıda kıtlığını önlemek için zincirin sağlam ve verimli bir şekilde çalışması adına her türlü çabanın gösterilmesi gerekiyor.
Dünyadaki çiftlik işlerinin dörtte birinden fazlası göçmen işçiler tarafından yapılıyor, bu nedenle işgücü sıkıntısını önlemek için, şu anda ne kadar mantıksız görünse de, vize protokolleri hızlandırılmalı.
Kırsal alanlardaki küçük ölçekli çiftçilerin de faaliyetlerine devam edebilmesi için desteklenmesi gerekiyor.
Şu ana kadar şahit olduğumuz bir diğer konu, uzun ömürlü gıda maddelerinin alımlarında olağanüstü artış olduğu. İtalya’da un talebi yüzde 80 oranında arttı. Konserve ürünler keza aynı. Ancak bahsettiğim gibi taze ürün ve balık satışlarında sıkıntılar var.
Peki acil müdahale için neler yapılmalı?
Küçük ölçekli çiftçilerin üretime verimli bir şekilde devam edebilmeleri için gerekli hibeler verilmeli. Bankalar çiftçilerin kredi geri ödeme sürelerini uzatabilir, ayakta kalmalarına yardımcı olmak için tarım sektörüne sermaye ayrılması gerekir. Hükümetler olağanüstü hal sırasında stratejik acil durum rezervleri oluşturmak üzere küçük çiftçilerden tarım ürünleri satın alma noktası oluşturabilir.
Örneğin Çin’de, Wuhan şehrinin izolasyonu sırasında, 1988’de kurulan “The Vegetable Basket” sistemi yeniden canlandırıldı. Sistem, civardaki çiftçilerden kent sakinlerine taze meyve sebze erişimi sağlıyor. Bazı yerel yönetimler ise, hayvancılık faaliyetlerini ve hayvansal gıda tedariğini etkin tutabilmek için kesimhanelerin soğutma masraflarını karşıladı.
Tüm bunları göz önünde bulundurarak, küresel pandemiyle kahramanca savaş veren sağlık çalışanları gibi, gıda sisteminde yer alan tüm çalışanlar ve çiftçilerimiz de bir teşekkürü hak ediyor.
Kaynaklar:
https://www.dunya.com/kose-yazisi/koronaviruse-karsi-tarim-ve-gidanin-onemi/465064
https://www.tarimdunyasi.net/2020/03/25/fabrikalar-avmler-kapanabilir-inegin-memesini-kapatamazsiniz/
https://www.birgun.net/haber/zmo-yonetim-kurulu-baskani-suicmez-derhal-tarimsal-uretim-seferberligi-ilan-edilmelidir-293394
https://www.wired.co.uk/article/coronavirus-farms-uk-brexit?fbclid=IwAR1Mlf4cFDYrb54bZz_eStIFOjjkf02mh5dBsxSvwPLCpFoaME6a4tQ3zbg
http://www.fao.org/news/story/en/item/1268059/icode/
https://www.scientificamerican.com/article/the-effects-of-covid-19-will-ripple-through-food-systems/